11 Ekim 2018 Perşembe

(Açıklamamı anlayabilmeniz için önce videoyu izlemeniz gerekiyor)

Şunu dikkate almak lazım; Ekonomide bir malın değerini belirleyen en önemli faktörlerden biri o malın miktarıdır. Şimdi, "biz burada insandan bahsediyoruz, maldan değil" diyenler de olabilir. Ama ne yazık ki kapitalist sistemde insan da bir maldır. Parayla alınır, satılır, kiralanır, doğumundan para kazanılır, hastalığından para kazanılır, ölümünden para kazanılır vs. 700 bin nüfusu olan bir ülkeden bahsediyoruz. Elbette ki yüzölçümüne göre Türkiye daha büyük olabilir. Ama Türkiye'deki demografik dağılım düzgün değil. Her ne ise işte, şimdi Butan'ın nüfusu şöyle bir 10 milyon olsun, hatta 3 milyon da arap gitsin yerleşsin bakalım ülkeye o zaman bu arkadaş hala böyle konuşabilecek mi merak ediyorum. (:
Yani dünya nüfusu, ve özellikle de eğitimsiz insanların yavruları hızla artarken, entelektüel insanlar yavrulamaktan kaçınıyor. Bu gidişat ileride dünyayı nasıl bir hale getirir tahmin edebiliyor musunuz? Bu bakımdan "Yeni dünya projesi" çerçevesinde azaltılmak istenen (ve hali hazırda azaltılıyor olan) nüfus olayına her ne kadar vahşice de olsa olumlu mu bakmalıyız? Bence o kadar basit değil tabii ki. Çünkü nüfus azalınca bu geriye kalanlar için çok da harika bir durum yaratmayacak. Çünkü bu planı yapanlar halkların iyiliği için değil, kendi menfaatleri için yapıyor. Ama yine de apaçık ortada duran tuzaklara düşenler hep ilinçsizler oluyor. Dahası bu tuzaklara dikkat çeken insanlara da düşman olanlar ve tepki gösterenler asıl sömürülenler oluyor.
Anlaşılması gereken belli başlı bazı hususlar var;
-Paketlenmiş tüm gıdalar sizin için özenle hazırlanmış zehirlerdir.
-Leblebi gibi yuttuğunuz ilaçlar yine sizin için son derece hijyenik koşullar altında hazırlanmış zehirlerdir. Şunu unutmayın, insan vücudu sentetik maddeleri sindiremez. Ve ilaçların tamamı sentetiktir.
-Medya beyninizi uyuşturuyor, aklınızı ve vicdanınızı yok ediyor. Yarışma programları, eğlence programları, diziler, haberler, kadın programları vs. bilim insanlarının bir araya gelerek, bir insanı nasıl aptallaştırırızın mühendislik hesaplarıdır. İzlediğiniz sürece gerçekleri görmeniz mümkün olamayacak ve ruhunuzu kaybadeceksiniz. Geriye sadece bir et ve kemik yığını kalacak.
-Bu sistem içerisinde hiçbir politikacıdan medet umamazsınız.
-Şu an ahlak sandığımız şey ahlakın kendisi değil, sadece suretidir. Çünkü neredeyse tüm inançlar, ideolojiler, felsefeler ahlakı yok etmek için kullanıldı. Ahlak alanında günümüzde sahip olduklarımız, belirli bir kavramsal çerçevenin gölgeleridir. Kendilerine anlam ve önem kazandıran bağlantılarını artık yitirmiş bulunan bölük pörçük parçalardır. Özellikle bu söylediklerime itiraz eden çok olacaktır. Sebep, maruz kalmış oldukları felaketin doğasını artık kavrayamayacak bir noktaya ulaşmış olduklarındandır. Bu felaket (belki birkaç kişi dışında) kimsenin
felaket olarak görmediği türden bir felaket olmuş olmak zorunda kalacak.
Özellikle ahlak hakkında söylediklerim doğru ise hemen hemen hiç kimsenin tam olarak kavrayamayacağı bir durum içinde olduğumuzun ileri sürülmesinden başka bir şey olmadığından, söylediklerim doğal olarak akla aykırı görünebilir. Esasında olan şudur, ahlaktan ne kadar çok bahsedersek o kadar ahlaksızlaşıyoruz. Erdemli yaşamayı bıraktık, ama konuşmayı bırakmadık. Vicdanın ve adaletin gerçekten olduğu-yaşandığı bir yerde bu gibi kavramlardan sıkça bahsedilmez. Kim size sürekli ahlaktan bahsediyorsa bilin ki ahlaksızdır.
Şimdi bu Butan'lı arkadaşın konuşmasından buralara nasıl geldik ben de şaşırdım  Ha, evet nüfustan bahsediyorduk. Çoğaldıkça değersizleşiyoruz. Üstelik çoğalmamızı sağlayan sadece bizim doğurduğumuz çocuklar da değil. Resmi olmayan rakamlara göre 10 milyondan fazla arap var ülkemizde. Ve daha da gelecekler var.
Pekiyi bu durumda ne yaparız? Yorum bölümüne yazın ben de öğreneyim 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder