Kandida ve kolloidal gumus


Başa gelen felaketten kurtulmak için daha büyük bir felaket yaratan çürük sağlık döngüsüne konvansiyonel tıp diyoruz. Yani ilaçlar.

Neden böyle bir giriş yaptım? Çünkü açıkça ifade etmek gerekirse, candida acımasız ve yaygındır. Ve bütün durumlarda sizi etkiler ve sizi neredeyse işlevsiz bırakır. Çoğu doktor bunu teşhis etmekte zorlanır. Çünkü belirtiler göreceğiniz gibi diğer sağlık sorunlarına çok benzerdir. Yapabilecekleri, tek şey candida'nın muhtemel nedeni olan şeyi reçete etmektir: Antibiyotikler!

Ancak candida albicans gerçekten de bu derece kötü değil. Aslında, vücudunuzun birçok yerinde yaşayan, kalın bağırsağımız gibi, toksik bakterilerin öldürülmesine ve yönetimine yardımcı olmak için var olan önemli bir mantardır. Bağırsaklardaki mikrobiyatanın dengesini bozacak bir şeyler yapmadığımız sürece orada mükemmel bir uyum içinde yaşarlar.

Her antibiyotik aldığımızda o hassas dengeyi bozuyoruz. Tabii bir de yanlış beslenme durumu var ki, zaten en temelde sorunu yaratan da bu. Peki nedir o yanlış beslenme derseniz en başta şeker ve tüm buğday ürünleri olduğunu kısaca söyleyebilirim. Tam da bu evrede insanların sorusu hep aynı oluyor, "Onu yeme, bunu yeme, aç mı kalalım yani?" Açıkçası yiyecek sağlıklı binlerce şey varken sadece iki çeşit (zehirli) gıda maddesine takılmış olmak algılarınızın tamamen bozulduğu anlamına gelir. Bu da yine yanlış beslenme kaynaklı bir durumdur. Detaylı bilgi için şu makaleyi okuyabilirsiniz. https://iyilestirici.blogspot.com.tr//p/bugun-ne-yiyek.html

Bağırsaklarımızda, bağışıklık sistemimizin sağlıklı çalışması için gerekli her şeyi ihtiva eden 2-3 kg civarında bakteri vardır. Antibiyotik kullandığınızda, sağlıklı bakterilerin hepsi antibiyotikler vasıtasıyla öldürülür.

Faydalı bakterilerin olmaması, bağışıklık sistemimizi yoksun bırakır. Ancak vücudun, iyi bakterilere ya da flora'ya ihtiyacı olduğunu biliyor.

Bu sorunu çözebilmek için vücut yeni kandida mayası üretmeye başlar. İşte asıl sorunda tam burada başlıyor. Candida albicans geri gelen ilk mantardır. Aynı zamanda, bağırsaktaki bakterilerin ve mantarların hassas dengesinin bozulması durumunda kontrol edilmesi en güçlü ve en zorlu şeylerden biri haline gelir. Sonunda kan dolaşımına ulaşabilir ve bu olduğunda da zarar verici belirtiler sonsuzdur.

CANDIDA ÇEŞİTLERİ


150'den fazla candida türü arasından altısı sıklıkla enfeksiyonlarla ilişkilidir:

1. Candida Albicans


Bu, tüm candidiasis olaylarının % 50'sinden sorumlu maya enfeksiyonlarına neden olan en yaygın türdür. Candida albicans doğasında fırsatçıdır, bu nedenle bağışıklık sisteminiz tehlikeye girerse, veya "iyi bakteri" popülasyonunuz antibiyotikler, yüksek stres seviyeleri, aşırı "kötü" karbonhidrat alımı veya hormonal dengesizlik yüzünden azalırsa candida albicans büyümek için fırsat bulacaktır. Ve Vücudunuzun çeşitli yerlerinde tahribata yol açacaktır.

Yaygın belirtiler yorgunluk, şişkinlik, gaz, anksiyete, depresyon, vajinit, kaşıntılı deri, hafıza zayıflığı ve "dumanlı" bir beyine yol açar. Tedavi edilmediğinde, candida albicans'ın aşırı büyümesi kan dolaşımı yoluyla sistemik enfeksiyona yol açarak çok sayıda hastalık sürecinin oluşmasına izin verir.

2. Candida Tropicalis

İkinci en yaygın tür Candida tropicalis'in Candida kan dolaşımı enfeksiyonlarının (candidaemi) % 30'undan sorumlu olduğuna inanılmaktadır. Aşırı büyüme genellikle gastrointestinal sistemde ve diyabet, lösemi ve lenfomalı kişilerin derisinde meydana gelir ve ishal, aşırı gazı, mide krampları ve acımasız kaşıntı, ekzematöz döküntüler ve kovanlar gibi cilt tahrişlerine neden olur. Candida tropicalis, şiddetli vajinal kaşıntı, anormal ince suyun akıntısı, işerken ağrı, kızarıklık ve dış cinsel organların şişmesi ile semptomatik hale getirilen vajinal kandidiazise neden olabilir. Aşırı gelişme, depresyon, kaygı, baş ağrısı ve hafıza kaybıyla sonuçlanan sinir sistemi rahatsızlıklarına da neden olabilir.

Candida tropicalis, Candida albicans kadar agresif olmamakla birlikte, antifungal ilaçlara karşı daha dirençli hale gelmekte ve bu da tedaviyi zorlaştırmaktadır. Ancak kolloidal gümüşe karşı dirençli değildir.

3. Candida Glabrata İmmünosüpresif (Bağışıklık sistemi baskılayıcı)

Bağışıklı sistemini baskılayan ajanların artan kullanımı ile, NIH'ye göre Candida glabrata'nın yol açtığı mukozal ve sistemik enfeksiyonlar son yıllarda belirgin olarak arttı. Candida glabrata, maya enfeksiyonlarının % 10-30'unda yer aldığı tahmin ediliyor ve ağızda pamukçuğa yol açabiliyor. Bu ağrılı ya da zor yutkunma ya da enfeksiyon yemek borusunun ötesine geçerse ateşe neden olabiliyor. Boğaz şişmesi, bebeklerde, yaşlı insanlarda ve bağışıklık yetersizliği olanlarda sıklıkla görülen bir durum. Tedavi edilmeden bırakıldığında, pamukçuk bağışıklığı zayıf olan insanların ciğerleri ve karaciğerleri de dahil olmak üzere vücudun diğer bölgelerine yayılabiliyor.

5. Candida Krusei

Nadir bir türe ait Candida krusei, kandidiyazın yaklaşık% 1'ini oluşturur ve genellikle bebek ishali ve bazen sistemik kandidiaz ile ilişkilidir.

6. Candida Lusitaniae

Candida enfeksiyonlarının yaklaşık % 1'inden sorumlu başka nadir bir tür olan Candida lusitaniae, kandida kan enfeksiyonlarının yanı sıra sepsis ve potansiyel olarak ciddi böbrek enfeksiyonu olan pyelonefrit de dahil olmak üzere sistemik kandidiyaz ile ilişkilendirilmiştir. 

Kaynak:https://www.yeastinfection.org

ÇOCUKLAR CANDIDA OLABİLİR Mİ?

Hemen hemen her bebek bezi döküntüleri mantar türüdür. Deri döküntüleri bulunan bebekler genellikle bir maya enfeksiyonuna sahiptir. Ve bebeğinizin altına Siva Derm kolloidal gümüş püskürtme, bebek bezi döküntülerini giderebilir. Çoğunlukla üç ila dokuz yaş arasındaki çocuklar genellikle ağızda beyaz lekeler olarak görülen kronik ağız mayası enfeksiyonlarından etkilenebilir. Bununla birlikte, bu ortak bir durum değildir. Pamukçuk denen bu enfeksiyonları 50ml 40 ppm Siva Derm gümüş suyunu ağızda bekleterek içmek kısa zamanda sorunu çözecektir.

ANTİBİYOTİKLER YARDIMCI OLABİLİR Mİ?

Antibiyotikler yardımcı DEĞİL tam tersine candida'nın nedenidir. Size mantar enfeksiyonu için antibiyotik veren herhangi bir doktor meslekten istifa etmeye zorlanmalıdır.

Penisilin, mikotoksin adı verilen mantar yan ürününe iyi bir örnektir. Dr. Fleming'in bir deneyinde bakteri kolonisine uyguladığı (Penicillium Notatum) bir kaptaki mold'dan (bir çeşit mantar) keşfedildi. Ekmekten koloniye bir miktar mantar ekledi ve mantarın tüm bakterileri öldürdüğünü gözlemledi. Sonradan penisilin olarak adlandırıldı ve ilaç olarak üretilmeye başlandı. Mantar enfeksiyonunun bir numaralı nedeni olan antibiyotikler 1938'de doğdu ve bugün maya enfeksiyonunun giderek büyüyen bir salgın olarak aşırı derecede reçete edilmeye başlandı.

İLAÇLARIN CANDIDA'YA ETKISI VAR MI?

Maya enfeksiyonunun bir diğer nedeni ibuprofen ve naproksen gibi anti-inflamatuar ilaçlarla bağırsak florasının tahrip edilmesidir.

Bu iki ilaç, birçok insanın tedavi için kullandığı ilaçlardır. Çok az insan gerçekte ne yaptığını ancak sağlığına kavuştuktan sonra fark eder. Özellikle modern toplumlar uyuşturucu bağımlısı haline geldi. Herhangi bir hastalık için mucize çözümler vaad eden reklamsız gün geçiremiyoruz. Bu ilaçların tümü faydalı bakterilerin yok edilmesine katkıda bulunur ve maya enfeksiyonunun bir numaralı nedenidir.

DOĞUM KONTROL HAPLARI MAYA ENFEKSİYONUNA NEDEN OLUR

Bazı doktorlar tarafından kuramsallaştırılan maya enfeksiyonunun bir diğer nedeni doğum kontrol haplarıdır. Kadınların doğal adet döngüsünde, yaklaşık 18. günde ovulasyondan sonra progesteron ve östrojen çok düşük seviyelere iner. Aynı zamanda östradiol aybaşı içinde yükselmeye başlar ve sonra bu üç hormon normale döner. Çoğu doğum kontrol hapı östradiolü önemli miktarda içerir ve bu soruna katkıda bulunur.

Kadınlar için maya enfeksiyonu nedeni olarak hormon bağlantısı çok yaygındır. Tekrarlayan vajinal maya enfeksiyonlarından muzdarip olan hemen hemen tüm kadınlar, kendi döngüsünün üçüncü haftasında alev almaya başladığını söyleyecektir. Neyse ki, bu sorunu ortadan kaldırmak için hormonları tedavi etmek ve dengelemek için doğal takviyeler var, örneğin kolloidal gümüş takviyesi gibi.

BU KÖTÜ CANDIDA DÖNGÜSÜ NASIL BAŞLIYOR:
Candida için Kolloidal Gümüş


  • Enfeksiyon başlıyor
  • Antibiyotik alıyorsun
  • Bağırsak florası tamamen bozuluyor
  • Bu da Candida'nın hızla büyümesine yol açıyor
  • Daha fazla toksin ortaya çıkıyor
  • Toksinler bağışıklık sistemini zayıflatıyor 
  • Böylece daha şiddetli bir enfeksiyon başlıyor
  • Ve daha fazla antibiyotik alıyorsun


Siva Derm kullanmaya başladığınızda candida'yı kontrol altına almış olursunuz. Ama bunu uygun bir kürle yapmanızda fayda var. Aşağıda belirttiğim kullanım ortalama 70 kg ağırlığında bir insan içindir. Fakat bu kürler kişiye göre değişiklik gösterebilir.

40ppm

1. Hafta 7 gün boyunca sabah 100 ml öğle 100 ml akşam 100 ml gece 100 ml

2. Hafta 7 gün boyunca sabah 100 ml öğle 100 ml akşam 50 ml gece 50 ml

3. Hafta 7 gün boyunca sabah 100 ml akşam 100 ml

4. Hafta 7 gün boyunca sabah 50 ya da 100 ml


En az 6 ay boyunca kullanmanızı öneririm.Yemeklerden en az 30 dk önce (ideali 2 saat önce içmektir) ağızda bekletilerek içilmelidir. (100ml ortalama bir çay bardağına tekabül eder) Metal ya da plastikten kullanmayın. Yanı sıra siva derm kullandığınız sürede çiğ sarımsak ve alkolden uzak durun. Bir de mümkün olduğunca şeker tüketilmemesi gereklidir. Süt ve süt ürünlerinden hayvansal gıdalardan uzak durun. Tüm buğday ürünleri ya da karbonhidrat ağırlıklı beslenme hastalık sebebidir. Önemli bir şey de her gün aç karına bir bardak kefir için.

Candida'dan kurtulmanın olmazsa olmazı da dengeli beslenmedir. 

Yanı sıra şu makalenin sonunda tarif ettiğim şekilde su ve tuz tüketin 

8 yorum:

  1. kefir süt ürünü değil mi

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet süt ürünü ama probiyotik olarak kullanmakta fayda var. Özellikle keçi sütünden yapılırsa insan için en sağlıklısı olur.

      Sil
  2. Bizim size ulaşmam lazım acil

    YanıtlaSil
  3. Merhaba benim 9 aylık bı bebeğim var iki ayfir ust üste öksürük, grip ciğerlerinde enfeksiyon tanisiyla doktorlar antibiyotik vermekten başka bişey iyileştirmek deyip yazdilar. Kullandık ilk kutudan sonra genel hastslik hali iyileşiyor ama ishal ve ağzındaki pamukcuk geçmiyor.sonra tekrarlayan enfeksiyon ates ikinci kutu antibiyotik verildi ve iki kez kullanildiktan sonra vücudu alerji oldu kızarıp kabardi..ilacı kesdik hemen. iki hafta geçmeden yine yeniden oksuruk cigerde enfeksiyon ve yine antibiyotik.. pamukcuk geçmiyor bağırsakları mahvoldu naapmaliyim yardımcı olur musunuz???

    YanıtlaSil
  4. hakan@gumus-suyu.com buraya bebeğin kilosunu ve gün boyunca nasıl beslendiğini yazın görüşelim.

    YanıtlaSil
  5. Bahsettiğiniz gibi tedavi olmak için günde neredeyse 400 ml.icmemiz gerekiyor bu maddi olarak çok fazla değil.mi

    YanıtlaSil
  6. Bahsettiğiniz tedavi yönteminde günde vb 400 ml kullanmamız gerek maddi olarak çok yük olmuyor mu

    YanıtlaSil