Bugün ne yiyek?

Aklı fikri yemekte olan bir insanın diyet yapmak suretiyle geçici çözümler üretmesi mümkündür. Ancak bu durumda diyet yapmak, sebze suyu içmek ya da benzer yollar kâr etmeyecektir diye düşünüyorum. Çünkü iç huzuru sağlanmadığı sürece geçici olarak büyük bir hevesle başlanır ve sonrasında yine eski alışkanlıklara dönülür. Öncelikle kişinin, “hayatın anlamının sadece yemek olmadığını” kavraması şarttır. Ancak insan alışkanlıklarıyla yaşar. Ve bu alışkanlıklardan vazgeçmek pek de kolay bir iş değildir. Aslında kolaydır. Ama çözüm aranan yolun zaten kendisi bir hata olduğundan dolayı sonuca ulaşılamaz.

Kişisel fikrim zaten tüm diyetlerin yanlış olduğu yönündedir. Sağlıklı kalmak istiyorsanız tüm yaşamınız boyunca uygulayacağınız bir beslenme olmalıdır. Dikkat edin beslenme diyorum. Karın doyurmakla beslenme arasında bir bağ olsa da temelde tamamen farklı şeylerdir. Elbette ki harala gürele bir yaşamda bunların hesabını yapmak biraz zor olabilir. Ancak şunun hesabını yapmanız şart; hasta olur da doktorların eline düşerseniz eğer, çeşitli keşkeler eşliğinde sürünüz durursunuz. Ve tam olarak iyileşmeniz de pek mümkün olmaz.

Bu durumda benim tavsiyem, hayatınızda genel olarak yaptığınız her şeyi farklı bir şekilde yapmanız olacaktır. Mesela sabah ilk iş olarak yaptığınız şeylerin sıralamasını değiştirin. Sonra yine mesela dişlerinizi farklı elinizle fırçalayın. İşe giderken kullandığınız yolu değiştirin. Ve yürürken kafanızı kaldırıp daha önce bakmadığınız şeylere bakın. Arada bir fareyi diğer elinizle kullanın. Bu örnekler çoğaltılabilir. Gerisi size kalmış.

Genellikle insanların sahip olduğu en yanlış inançlardan biri ekmeksiz doyulamayacağı yönündedir. Tabii bu da yine inançlardan ve alışkanlıklardan kaynaklanır. Hâlbuki yavaş ve hazmederek yerseniz zaten doyarsınız. Çünkü yapılan araştırmalar mide ve beyin arasında 15-20 dakikalık bir mesafe olduğunu gösteriyor. Ayrıca amaç doymak değil beslenmek olmalı.

Tabii beslenme aynı zamanda bir kültür olduğu için bizde örneğin "ekmek parası" , "ekmek teknesi" , "ekmeğini kazanmak" , "ekmeğini yemek" Gibi sözlerle bu beslenme kutsanmış. Anadolu'da halen "yemeğini yedin mi?" diye sorulmaz da, onun yerine "ekmeğini yedin mi?" Diye sorulur. Ekmek bir doğruya dönüşmüş kültürde veya sağlıklı olmak için yenmesi gereken şey olarak kültürümüze kazınmış. Dolayısıyla hasta olan birine hastalığından bağımsız olarak sağlığı sağlayan şeyin ekmek olduğu kabul edilmiş. Ama bu sadece kabuldür. Ve bu kabul kuşaktan kuşağa böyle anlatılınca bugün de otomatikman doğru kabul ediliyor. Fakat bugün biliyoruz ki bu doğru değil. Çünkü fazla karbonhidrat tüketimi hastalık sebebi.

İşte bütün bu sebeplerden dolayı direkt olarak sebze suyu ya da herhangi bir diyete yönelmektense önce bakış açısını ve genel anlamda alışkanlıkları değiştirmek uzun vadede daha faydalı olacaktır.

Hayvansal ürünleri az tüketirseniz enerjiniz daha yüksek olur.

Çok su içerseniz enerjiniz daha yüksek olur. (uygun su miktarı kilo çarpı kırktır)

Ekmek ve şekeri keserseniz enerjiniz daha yüksek olur.

Olumlu düşünürseniz enerjiniz daha yüksek olur. Negatif duydulara ve düşüncelere sahip insanların pozitif bir hayat sürmesi mümkün değildir. Mesela “neden mutsuzum?” düşüncesine takılmaktansa daha mutlu olmaya odaklanmanız lazım. Ve sizi uzun vadede mutlu edecek şeyler yapmanız lazım. Alış veriş yaparak elde edeceğiniz duydu mutluluk değil, anlık tatmindir.

Hayatınızdan tüm buğday ürünlerini çıkartın. Bunu insanlara söylediğimde “E, onu yeme, bunu yeme ne yiyek?” diye bir karşılık alıyorum. Şimdi binlerce gıda maddesi varken bu şekil savunmaya geçenlere “Zıkkımın kökünü ye” demek isterim.

Ama yine de bazı alternatifler sunayım:

Ekmeksiz doymuyorum diyenler siyez buğdayı tüketebilir. https://tr.wikipedia.org/wiki/Siyez Şekersiz, tatlısız yaşayamam diyenler de stevia kullanabilir https://tr.wikipedia.org/wiki/Stevi... Yanı sıra hastalık riskini minimuma indirmek için koloidal gümüş tüketmek en büyük yardımcınız olacaktır. Siva derm ile ilgili bana sıkça sorulan sorulardan biri “Ne kadar süre kullanmalıyım?” oluyor. Aslında cevap basittir ve tamamen ekonomik durumunuzla alakalıdır. Alım gücünüz var ise sürekli kullanmanızı tavsiye ederim. Zaten buğday ürünlerinden ve tatlıdan vazgeçtiğinizde enerjinizin inanılmaz bir şekilde yükseldiğine ve kendinizi mucizevi bir şekilde sağlıklı hissetiğinizi göreceksiniz. http://iyilestirici.blogspot.com.tr/2017/10/bugday.html

Bu gibi şeylere harcayacağınız paralar, hasta olduktan sonra çekeceğiniz çileyle ve harcayacağınız parayla mukayese edilemeyecek kadar düşük miktarda olacaktır. İnsanlar arabalarına bile kendilerine yaptıkları masraftan daha fazlasını yapıyorlar. Hâlbuki sahip olduğunuz en değerli şey vücudunuzdur. Ama nedense değeri sağlık gittikten sonra anlaşılıyor. E tabii çoğu durumda da iş işten geçmiş olabiliyor.

Şunu unutmayın; hastalıkların %99’u dengesiz beslenmeden, yetersiz miktarda su tüketiminden ve yetersiz miktarda tuz tüketiminden ya da rafine tuz tüketiminden kaynaklanır. Bu unsurlara dikkat edilirse sağlıklı kalmak mümkündür. Tabii işin bir de düşünsel boyutu var. Ancak o daha uzun ve farklı bir konu. Anlaşılması ve uygulanması da oldukça güç olduğundan şimdilik ona girmeyeceğim.

2 yorum:

  1. Merhaba,
    Bilgilerinizi paylaştığınız için çok teşekkürler. Yumurta, yoğurt ve kemik suyunun kandidaya etkileri ile ilgili düşünceleriniz nelerdir? Hoşça kalın.

    YanıtlaSil
  2. Ben teşekkür ederim.
    Süt ürünlerinin tümü zararlı zaten. Blogta sütün zararları diye bakınca bulursunuz. Yumurta her ne kadar asidik olsa da yenmesi taraftarıyım. Ama o da çiftlik yumurtası değil ise! Kemik suyunu da tavsiye ederim. Ha, bir de kefir iyidir.

    YanıtlaSil